Mustafa KOCAAĞA

"Bana gitmek mi yoksa kalmak mı deseler, kesinlikle gitmek derdim." dedi kadın. "Neden gitmek?" diye sordu karşısındaki yaşça büyük adam. "Bilmem" "Tercihine saygı duyarım. Fakat elbet bir sebebi olmalı." "Sen kalmak üzere karar vermişken bunu...

"Bana gitmek mi yoksa kalmak mı deseler, kesinlikle gitmek derdim." dedi kadın. "Neden gitmek?" diye sordu karşısındaki yaşça büyük adam. "Bilmem" "Tercihine saygı duyarım. Fakat elbet bir sebebi olmalı." "Sen kalmak üzere karar vermişken bunu açıklamak iyi olmaz." dedi kadın ve yine "Neden gitmek?" sorusunu aldı. "Çünkü gitmek hayata baştan başlamak demektir. Giden belki birinden,belki bir şehirden gider ve giderken ardındakileri bırakmayı göze alır ki bu büyük bir cesaret örneğidir. Giderken kafasında yeni yaşamının temelini atmaya başlar. Düşünmeye fırsatı yoktur ve sınırlarından, kafesinden kurtulmuştur. Eğer giden değil kalansa işte yaşam onun için katlanılmaz bir yere dönüşür. Ve ondan gidenler olduğunda ne kadar geç kaldığını fark eder. Düşünmeye çokça fırsatı olur. Etrafında monotonlaşan bir çok şeye mahkum kalır.  Kaçırdıklarını tutmak için zamanı kalmamıştır.    Yaşamı bir defter olarak ele alırsak, giden doldurduğu defteri bi kenara çekip önüne yeni bir defter açar. Kalan ise dolan defteri yenilemek için bir çaba bulamaz kendinde. Etrafında yenilik göremez, bakış açısını değiştiremez. Defterinin kalan son sayfasına pişmanlıklarını ekleyip defteri sonsuza dek kapatır..." ~HNV~