Geri
Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bazen çok incelebilir. Bu çizgide yaşanan hayatlar vardır. Can yakıcı hayatlar. Emek emek büyütülen sevgiler vardır. Cesaret olmadan tek adım atılamayacak tehlikelerin içine sokar insanı. Acıya beklenmedik faturalar çıkarır. En umulmadık anda, renkler değişir. Küçücük bir yaşamın ardında kalan, insanın kendisinden büyütüp sevdiği, korumaya yazgılı olduğu bağlılıklar vardır. Burçak Çerezcioğlu, 16 yaşında lösemiden öldüğünde, cesareti, sevgiyi ve yaşamı tanıyordu.Bu kitapta, kısa bir yaşamın kederini, güzelliğini, acısını, bir savaşı okuyacaksınız. Ne yazık ki kurmaca olmayan bir hayatın öyküsünü. Bir babaya, bu dizeleri yazdırmış bir hayatın. Sabahları hasta uyanmanı istiyorum. Hastaysan eğer yaşıyorsun demektir.)
Henüz 16 yaşında lösemi nedeniyle hayatını kaybeden Burçak Çerezcioğlu'nun verdiği yaşam mücadelesi anlatılıyor. Hastalık öncesi, süreci, sonrası, ilkini yenip ikincisini yenememesi ama yaşamayı bu kadar isteyen ve bunun için verilen çabalar anlatılıyor. Burçak günlük tutmuş ve bu günlükler de kitap olmuş. Yaşamın her anının kıymetini bilmeliyiz, ona göre kendimizi üzmemeye özen göstermeliyiz. Yaşasaydı 46 yaşında olacaktı ama o hep 16 yaşında olacak. İyi ki okudum bu kitabı. Yaşasaydın ailen gibi sanat yolunda ilerleyecektin, hayalin buydu ama artık meleksin. Allah Rahmet Eylesin, Mekanı Cennet Olsun inşallah. Allah hastalara şifa versin.
Detaylı İnceleme
Henüz alıntı eklenmemiş.