Geri
Demirciler Çarşısı Cinayeti - Akçasazın Ağaları 1

Demirciler Çarşısı Cinayeti - Akçasazın Ağaları 1

Demirciler Çarşısı Cinayeti - Akçasazın Ağaları 1

5.0
PUAN
1
İNCELEME
0
ALINTI
Akçasazın Ağaları tarihte, zamanla, düzenle hesaplaşmanın hikayesidir. Ağalar çökerken yanıbaşında yeni bir tarih yazılır, değişim kaçınılmazdır. Güçlüler dövüşürken doğa da ses verir.Demirciler Çarşısı Cinayeti birbirini yok etmek için tüm hünerlerini, olanaklarını, güçlerini, bundan da öte akıllarını, nefretlerini ve kinlerini kullanan iki derebeyinin ayakları altında ezilen toprağın, toprağın insanlarının ve yeşerttiği doğanın büyük efsanesidir. Lanet, çıktığı bağrı vuracaktır. 'Yaşar Kemal sadece Mitterrand'ın kalbindeki sevgili halk ozanı değil. Yaşar Kemal edebiyatın bir devi.' - Andre Clavel, Nouvelles Litteraires, (Fransa) 'Demirciler Çarşısı Cinayeti birbirlerini yok etme amacıyla tüm hünerlerini kullanan iki karşıt grup arasında kalan ülkenin kaderi üzerine dev lanet okumayı konu ediyor.' - Alain Bosquet, (Fransa) 'Eski rapsodilerin epik esinini, gücünü, doğa aşkının usta bir lirizmiyle iç içe sokarak, Yaşar Kemal, bize büyüleyici kişilikler çiziyor ve bizi kapıp götüren bu destandan ayrılmak çok güç oluyor.'- Bulletin Critique du Livre Français,Sayfa Sayısı: 584Baskı Yılı: 2016Dili: TürkçeYayınevi: Yapı Kredi Yayınları)
kifidia
kifidia 30.11.2025 17:38
5/5
Demirciler Çarşısı Cinayeti – Feodalitenin Çözülüş Romanı
Horasan bozkırlarından kopup aşiretleriyle birlikte Çukurova’ya varan iki büyük ailenin hikâyesidir bu. Bu iki aşiret, Anadolu’nun en bereketli topraklarında yıllar boyu sürecek bir kan davasının pençesine düşer. Derviş Bey ve Mustafa Bey’in başını çektiği bu iki ailenin kavgası, nesiller boyu süren bir öldürme hırsına dönüşür. Zamanla bu hırs, ailelerin kökünü kurutacak, kasabanın, köylünün, hatta doğanın kaderine bile hükmedecektir.
Cumhuriyet’in ilk yıllarının kanla ve alın teriyle yoğrulmuş Çukurovasında geçen anlatı, yalnızca iki ağa ailesinin mücadelesi değildir; aynı zamanda bir dönemin sosyoekonomik çözülüşünün de romanıdır. Ağalık düzeninin ve feodal yapının yavaş yavaş çözülmeye başladığı, yerini yeni zenginlerin ve kapitalist ilişkilerin aldığı bir geçiş süreci bütün çıplaklığıyla gözler önüne serilir.
Roman, kan davasının etrafında örülmüş çıkar çatışmalarını, toprak kavgalarını, sınıf farklılıklarını ve bireylerin bu girdapta nasıl yok olduklarını çarpıcı biçimde işler. Cinayetler, pusular, intikam planları birbiri ardına gelirken, arka planda tarımsal üretimin makineleşmesi, ekonomik dönüşüm ve modernleşme baskısı da sahneye çıkar.
Yaşar Kemal’in usta kalemi, Çukurova’nın hem insanını hem doğasını destansı bir canlılıkla betimler. Onun muazzam gözlem gücüyle toplumcu gerçekçi duyarlılığı birleştiğinde, doğa adeta insanın vicdanına dönüşür. Kan döküldükçe toprak isyan eder, ağaçlar direnir, atlar şahlanır. Köylülerin alın teriyle yeşeren toprak, efendilerinin hırsı yüzünden çoraklaşır.
Sonuçta Demirciler Çarşısı Cinayeti, yalnızca bir kan davasının romanı değil; boşa dökülen kanın, sömürülen emeğin ve heba edilen umudun ağıdıdır. Yaşar Kemal, bu eseriyle hem feodal düzenin çürümüşlüğünü hem de doğanın adaletini haykıran bir destan yaratmıştır.
Detaylı İnceleme

Henüz alıntı eklenmemiş.